Hasan TUFAN
tufanmedya@gmail.com
AY IŞIĞINDAN GÜN IŞIĞINA AZERBAYCAN
16/10/2012 HASAN TUFANAY IŞIĞINDAN GÜN IŞIĞINA AZERBAYCAN İlk Türk Cumhuriyeti AZERBAYCAN. 1918 sonrası tam 23 ay özgür kaldı Azerbaycan. Demokratik ve bağımsız ülke... Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olmak için yola çıktı Azerbaycan. Karar yeri Gürcistan... Karar yeri Tiflis'ti. Orada neler konuşulduğunu, o günlerde orada bulunan Rahmetli Dedem ALİ EKBER TUFAN anlattı. Azerbaycan'ın ilk Cumuhurbaşkanı MEHMET EMİN RESULZÂDE ile Gürcistan'da geçen hatıralarını dinledik Dedemden. Çocukluğumdan beri dedemden dinlediğim nice konular, elbette ki Iğdır Lisesi'nde öğrenci olduğum dönemlerde daha çok önemle dinlediğim ve de not aldığım konular olmuştu. Zaman zaman can arkadaşım rahmetli İbrahim Bozyel'de de bizim eve gelir, dedemin eskiye dair önemli açıklamalarını dinlerdi. Daha kimler gelmezdi ki... Kimi günlerce bizde kalır dedemin anlattıklarını kitaba dönüştürme çabasına girerdi. Kimi de gazete sayfalarına taşırdı. Rahmetli Dedem, bazen de belgelerle konuklarına bilgi verirdi. Dedem Ali EKBER TUFAN, 2 dönem halkı temsil ettiği Çarlık Rus Duması başta olmak üzere, Azerbaycan ve Türkiye'nin Doğusu üzerine tarihe iz düşen oldukça önemli konuları anlatırdı. Elbette ki, geçiş dönemi yıllarında kurdukları Aras Türk Cumhuriyeti'ni... Oradaki milletin vekili seçildiklerini... Bu Cumhuriyetin Türk olan çoğunluğunu... Başta başkanlık olmak üzere, bazı bakanlıkların kısa bir süre dönüşümlü yapıldığını... Iğdır-Nahcivan üçgenine hakim olarak, halkın geçimi üzerine siyaset üretildiğini... Daha sonra gelen Türk Ordusu için düzenli askerlik dönemine geçildiğini... Uzun uzun dinlerdik kendisinden... Zaten, aynı yılın, yani 1918'in ilkbaharında Gürcistan'da Mehmet Emin Resulzâde ve arkadaşlarıyla ortak çalışmalarda bulunmuştu Dedem. Orada, Azerbaycan'ın ilk Cumhurbaşkanı'nın Mehmet Emin Resulzâde olacağı, bir süre Gence'nin başkent olarak kullanılacağı, daha sonra da Bakü'nün düşmandan kurtarılmasıyla, başkentin Bakü olacağı da karara bağlanmıştı. Her şey tam da düşündükleri gibi olmuştu. Türk Ordusu'nun Azerbaycan'a 15 bin kadar bir güçle girmesi, orada Azerbaycan ordusuyla büyük bir güç oluşturup Bakü'yü düşmandan geri almaları ve başkent yapılması gibi önemli gelişmelerdi bunlar. Dedemi Bakü'ye davet eden Cumhurbaşkanı Mehmet Emin Resulzâde, birkaç gün görüştükten sonra, dedemin ''Iğdır zor günler geçiriyor, Nahcivan da öyle, hemen dönmeliyim...'' Demesi üzerine, vedalaşıp ayrılırlar. Artık dedem Ali Ekber Tufan Iğdır'da ve yukarıda anlattığımız Aras Türk Cumhuriyeti'nin kuruluş çalışmalarına katılmıştır. Rahmetli dedem hep söylerdi; ''Bu kuşak hazıra konan kuşaktır. Umarım ki, bizim yaşadıklarımıza ve kazandıklarımıza sahip çıkar. Yoksa eski günler geri gelebilir. Bu ülkenin ve topraklarınızın kıymetini bilin. Özgürlüğünüze sahip çıkın. Öz topraklarınızda esir olarak yaşamayın. Tüm nesiller onurlu ve omurgalı olmalı... '' Derdi. Bir ara; ''Iğdır'ın kurtuluşunu, Azeri ve Kürtlerin birlikte yaptıklarını'' söyledi. ''Bizler aşiret beyleri ile omuz omuza savaştık, sizler o omuz omuza savaşan bizlerin torunları olarak, bir barış içinde yaşayınız. Asla yabancı dolduruşuna gelip bölünme ve farklılık çabasına prim vermeyin. Dünyada bölünmesi en zor topluluk AZERİ-KÜRT topluluğudur. Öyle işler yaptık ki, dünya durdukça AZERİ-KÜRT kardeşliği yaşayacaktır. Yeter ki yabancı ülkelerin oyununa gelmeyin. Bir olun birlik olun. İyi ve kötü ne varsa paylaşın. İnsan olduğunuz için, insanca yaşamak istediğiniz için bunları yapın'' dedi. Nur içinde yatsınlar, dedem ve de dedem ile birlikte mücadele veren herkes.... Onlar nur içinde yatsın, yaşayan nesiller de onları örnek alsın. Bir olup birlikte kardeşçe yaşayalım. Azerbaycan ve Türkiye çok zor günler geçirdi çok... 1918 de 23 ay özgür bir cumhuriyet olan Azerbaycan, 1990'a kadar özgürlüğe hasret kaldı. O günlerde, ay ışığında gün ışığını aradı. Çünkü kardeş ülke Türkiye, Ulu Önder Atatürk ve arkadaşları sayesine 1923'ten bu yana günden güne büyüyen bir bağımsız cumhuriyet devleti olmuştu. Hain yabancılara rağmen, içindeki hainlere rağmen, nice isyanlara rağmen ayakta kalmıştı. Örnekti, özlemdi Türkiye... Ay ışığında oturanlara Güneş... Güneşte oturanlara bir anlamlı güven veriyordu Türkiye... Elbette ki; Kendisini soluk soluğa izleyen kardeş Azerbaycan Türkü'ne Umuttu Türkiye. ''BİR GÜN MUTLAKA...'' Umudu... İşte o günler 1990 sonrası geldi. Ay ışığında oturup özgürlük ve bağımsızlık özlemi ile yaşayan kardeşlerimiz de gün ışığına çıktılar. Adım adım gün ışığına... Daha demokrat bir Azerbaycan olarak... Gelecekte, demokratik kitle örgütlerinden beslenen, bir çağdaş Demokratik Parlamenter Sistem'e kavuşan Azerbaycan olarak dünyaya tutunmalı. Toprakları işgalden kurtulmuş... Ekonomisi güçlü... Halkı mutlu bir Azerbaycan'a... Ay ışığından gün ışığına koşan Azerbaycan'a dünya tanık olmalı... 1918 de sadece 23 ay süren özgürlük ve bağımsızlık tutkusu, artık dünya durdukça sürmeli. Hem de AY IŞIĞINDAN DERS ALARAK, GÜN IŞIĞINDA SÜRMELİ. Rahmetli dedemin dediği gibi: Yeter ki, her nesil onurlu ve omurgalı olsun. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
KAN GÖLÜNÜN PİS DÖRTLÜSÜ - 09/07/2014 |
KAN GÖLÜNÜN PİS DÖRTLÜSÜ |
KERBELÂ'DAN KÖRBELA'YA... - 04/06/2014 |
KERBELÂ'DAN KÖRBELA'YA... |
KERBELA'DAN KÖRBELA'YA... - 25/05/2014 |
KERBELA'DAN KÖRBELYA... |
BAŞBAKAN ŞİA'LARDAN ÖZÜR DİLESİN - 16/03/2014 |
BAŞBAKAN ŞİA'LARDAN ÖZÜR DİLESİN |
KARABAĞ'A SİYASET DARBESİ - 20/11/2013 |
Karabağ'a Siyaset Darbesi |
DUR Gidelim ÖZGÜRCAN - 19/06/2013 |
DUR GİDELİM ÖZGÜRCAN |
NAĞILLAR ARTIK UYUTMUYOR - 25/02/2013 |
HASAN TUFAN tufanmedya@gmail.com |
Odlar Yurdu'nun Hocalı Yarası - 08/02/2013 |
odlar yurdu |
20 OCAK: KANLA YAZILAN ÖZGÜRLÜK DESTANI - 19/01/2013 |
KANLA YAZILAN ÖZGÜRLÜK DESTANI |
Devamı |